Canalblog
Editer l'article Suivre ce blog Administration + Créer mon blog
Publicité
Littérature
Publicité
Archives
Littérature
Derniers commentaires
Littérature
Catégories
22 août 2012

DERSİM 37-38, YÜREĞİMİZDE KANAYAN BİR YARADIR

 

kirmizi dag foto: Kâzım Karakuş

1972-73 yılında Liseyi okurken bir felsefe hocamız vardı. İnce uzun boylu, esmer biraz da delice biriydi. O dönemde bize bir ödev verdi. Verilen ödev de sosyal- antropolojik içerikli bir ödevdi. "Her öğrenci kendi köyünün örf, adet, gelenek ve göreneklerini yazacaktı, şeklindeydi." O dönem ben, içten gelen bir hevesle bu araştırmaya girişmiştim. Oldukça da uzun sürmüştü ve o zaman en eski ve yaşlı amcalarımla röportaj yapmıştım. Çok özel ve büyük bir titizlik içinde geniş çaplı bir araştırmayla hayli bir bilgi toplamıştım. Bu araştırma esnasında ayrıca bir de kendi soyağacımı araştırıp bir belge haline getirmiştim. Çok zengin bir bilgi elde etmiştim. Orijinallerini köyde kareli bir defterde yazıp saklamıştım. Daha sonra çizgisiz kağıtlarda temize çekerek Felsefe hocamıza verdim. Yaptığım ödev hocamızın oldukça dikkatini çekmiş ve hoşuna gitmişti, oldukça da güzel bir not almıştım. Ayrıca ben de hocama, bizi bu kanala yönlendirdiği için kendisine teşekkür etmiştim. Çünkü onun verdiği ödevden dolayı esinlenerek soy ağacımızı çıkarmıştım. O zamandan sonra Dersim 37-38'le ilgili bazı sırları da öğrenmiştim. Bu sırları aldığım amcalarıma söz verdiğim için asla kimseye açmadım. Sadece tek söyleyeceğim şey şudur; militarizme dayalı bir cumhuriyet (!) ülkesinde Dersimlinin ömür boyu cezalı olduğudur. Dersim 37-38, yüreğimizde kanayan bir yaradır.

Ben özellikle o değerli araştırma defterini gözüm gibi korudum. Fakat ne yazık ki 12 Eylül Faşist cuntasının ülkeye egemen olmasından ve korkudan dolayı kitaplarımla beraber araştırma defterim de yer altında çürüyüp yok oldu. Giden kitaplara hiç üzülmedim fakat en çok üzüldüğüm şey, bir özveriyle hazırladığım emeğime üzüldüm. Tam dört ay üzüntüden hastalanarak yemeden içmeden kesildim. Her yıl 12 Eylül geldiğinde, bendeki bu derin yaralarım hep tazelenir ve sürekli o şerefli (!) halk düşmanlarını kınar dururum. Arada yıllar geçti sadece aklımdan kaldığı kadar ve hatırladığım kadar tekrar hafızamı zorlayarak aktarmaya çalıştım. Halen bu araştırmam devam ediyor.

 

Hasan DAL

Edebiyatca

Publicité
Publicité
Commentaires
Publicité