SORGULA KENDİNİ
sorgula kendini
bak nerdesin
hangi diyardasın
hangi uçurumdasın
sorgula kendini
derin uykularında
düşlediğin umutlarında
hangi kıvılcımlardasın
sorgula kendini
bir yerlere sığınmadan
bir şeyi kendine gölge etmeden
kimseyi örnek almadan
sorgula kendini
gecelerinde, gündüzlerinde
adım attığın her saniyende
yaşadığın, soluduğun her tarafta
sorgula kendini
zaman içinde, saman içinde
yaşamın kül olmadan
hayatın donukluğuna mahküm olmadan
sorgula kendini
vicdanın sesini dinleyerek
o eski gençlik diyarının
kırılgan cam parçalarını
sorgula kendini
sana dayatılan esir bir yaşamla
köle olarak her gün kahrolduğun
bu sistemin sana dayattığı çarkın
sorgula kendini
nefsine esir olduğun
tutkularına yenik düştüğün
o kahrolası yıpranmış günlerini
sorgula kendini
dünü, bugünü ve yarını
geçmişini süzgeçten geçirmeyi
ikiyüzlülüğü ve hayinliği
sorgula kendini
zamanın sana dayattığı
esaret zincirini, zalimliği
işkenceyi ve hakareti
sorgula kendini
bu acımasız dünyada
nesin, kimsin ve
geleceğin sana ne vaat ediyor
sorgula kendini
sakın bir başkasını değil
ilkönce kendini yargıla
yargıla ki
yarınlar senden hesap sormasın
Hasan DAL
(Doğuş - Edebiyatca) - 13 Haziran 2010