Canalblog
Editer l'article Suivre ce blog Administration + Créer mon blog
Publicité
Littérature
Publicité
Archives
Littérature
Derniers commentaires
Littérature
Catégories
3 janvier 2014

İZMLER

el

 

İnsanların birbirlerini sırf  “izmler”  uğruna heder etmeleri, izmler'in fanatiği olması da doğru bir şey değil. Fanatikliğin, insanı uçurumun eşiğine götürdüğünü unutmamak gerekir. Irkçılık ve dincilik ne kadar insanlığın zehiriyse, izmler de o kadar insanlığın zehiridir.

Politik anlamda da insanlar ayrışırlar ki bu da insanî değil. Grupçuluk, sektercilik, hep bencillik vs. gibi hastalıklar da, insanlar arasında güzel ilişkileri zedeler. Burda önemli olan, insanlığın kendi duygu ve egolarının esiri olmamasıdır. Politikanın geçici, insanlığın ise kalıcı olacağı asla unutulmamalıdır. Bireyler, hiçbir ayrımcılık etmeden insanlığa hizmet etmeleri ve bir şeyler kazandırması çok önemli bir olgudur.

Maddiyat, yani mal veya para olayı da insan için bir araç olmalıdır, amaç olmamalıdır. Deniliyor ki insanın hayatına yön veren eşya ve paradır. Böyle bir durumda insan, eşya ve paranın aleti oluyor. Oysa tam tersine olması gerekir. Aslında eşya ve para veyahut da mal hep geçici şeylerdir, kalıcı olan insanlar arasında kurulan insanî bağdır. Bu insanî bağ yoksa, hangi insanlıktan bahsedilecek? Eğer yaşam, insanın kendi egosunu sırf tatmin etmek içinse, ben böyle bir yaşam biçimine daha da farklı bakarım. Böyle bir yaşam biçimine de yaşam diyemem. Benim açımdan tamamen ölü bir yaşam, yoz bir yaşam, çürük bir yaşam daha ötesi çamurlu bir yaşam derim.

İslam toplumunda egemen olan geleneksel ve sahte bir deyim var; “bugün Allah için ne yaptım?” Aslında bunu şöyle çevirmek gerekir; bugün ben insanlık için ne yapabilirim! İşte bu soru sorulduğunda, o zaman insanlar arasında güzel duygular yeşerir ve perçinleşir. İlişkiler doğru temelde gelişir. Aslında bu yazdıklarımı eminim ki herkes benden daha çok iyi bilir. Ama herkes de bu gerçeklerden uzak durur. Gerçeklerden kaçış nereye kadar devam edecek! Bu durum, bir noktaya kadardır. İllahi ki bir yerde de noktalanacaktır.

İnsan oğlu genelinde hep yıkıcı olmuştur, yapıcı olmamıştır. Onun için hiç kimse kendine pay çıkarmasına gerek yoktur. Böyle giderse kendi soyunu tüketen, yine insan oğlunun kendisi olacaktır. Hiç kimse kimseyi suçlamasına gerek yoktur. Egemen sistem suçlu olduğu kadar yoksul halk da suçludur. Suç karşılıklıdır, hiç tek yanlı değildir. Egemen sınıfı veya burjuvaziyi yaratan yoksul halkın kendisir. Tüm toplumsal yapıların ve sınıfların doğmasına neden olan her şey, insan oğlunun kendi hünerleri sonucudur. Her şeyin karşıtı değişik toplumsal katmanların oluşmasından ortaya çıkmıştır.

Hasan DAL

(Edebiyatca- 06 Haziran 2012)

Publicité
Publicité
Commentaires
Publicité