Canalblog
Editer l'article Suivre ce blog Administration + Créer mon blog
Publicité
Littérature
Publicité
Archives
Littérature
Derniers commentaires
Littérature
Catégories
29 décembre 2013

MIRDAR(MUNDAR)

Eski nesil, birine kızdığında kullandığı en ağır deyim şuydu; “Mırdara xerrıpî, pissa mırdar vs...” 

Kırsal alanda kullanılan bu deyim, o kadar derincedir ki anlatmak hayli çaba ister.

Birinin mırdar olması ne demek! Bir şeyin mırdar olması... birinin mırdar bir şey yemesi... birinin kendi emeğine mırdar bulaştırması... bir mırdarın gelip sofrayı mırdar etmesi... bir tabağı mırdar etmesi... bir hayvanın murdar olması vs...

Köy gibi yerlerde, hatta şehirlerde hep farelerin cirit attığı öteden beri bilinmektedir. Bilhassa köylerde farelere karşı her evin mutlaka bir Kedi’si olurdu. Çünkü köyde bir Fare, gerek tabaklarda veya herhangi bir yemekte ölü olarak bulunduğunda, o tabak kırılıp atılırdı. Yemek de kapla birlikte atılırdı. Nedeni de Fare’nin öldüğü tabakta yemeğin mırdar olmasıydı. Mırdar olan her şey,  ne kullanılır ne de yenilir. Yani bu kadar iğrenç ve mide bulandırıcı bir olayla karşı karşıya gelir insan. Birine veya bir şeye murdar denildi mi, ne yanaşılır ne de konuşulur. Haram yiyen, soysuz bir mırdardır, mırdar olur ve mırdar ölür! Haramzadelik de mırdarlıktır. Fare’nin mırdar olması bir yana, ölen bir hayvanın leşi yenilir mi hiç? yenilmez. Çünkü o da mırdardır. Neden mırdardır? Bıçak değmediği için. Yani bıçakla kesilen her şey sadece helâldır. Bıçağın değmediği şey ise haram olup mırdardır.

Peki ölü bir leşi yiyen iki ayaklı canlılar “mırdar olmaz mı?” Mesela yetimin hakkını yiyip gaspedenler, yoksul halkın alın terini kendi fesatçı nefsine uygun bulanlar veya helâl bulanlar, mırdar olmazlar mı? Murdar olan o kadar iki ayaklı canlı var ki, haddi hesabı yoktur.

Mırdar biri, doyumsuzdur, kişiliksizdir, karaktersizdir, ukaladır, kibirli ve aşırı gururludur, bencil ve sahtekârdır. Bir numaralı yalancı olup aynı bir yalan makinesidir. Dahası kendine yabancı biridir. Asla insanlık nüvelerini taşımayan biridir. Mırdar, söz dinlemezin biridir. Hep bildiğinden okuyan ve katmerleşmiş biridir. Onun tek bir gayesi var; sömürmek.

Ne olursa, ne bulursa yemek ve tıkışmak... Mırdarlık, yüzü astarlaşmış, derisi kalınlaşmış demektir.

Bir eve, bir ülkeye, mırdar girdi mi, onu söküp atmak da hayli güçtür. Bütün aile bireyine ve toplumlara illahi ki bulaşır. Üstelik çevreye de zararı olur. Mırdarlığını çevreye de yayar. Böylesi kişilikleri yaşamın hemen hemen her alanında görmek mümkündür.

Evet Fare’nin ölüsü belki mırdar olabilir. Ama Fare’nin mırdarlığı ne ki! İki ayaklı mırdarların yanında hiç kalır. Yoksul halkın emeğini çalan ve yiyen en tehlikeli mırdarlar değil mi?

Yetimin hakkını yiyenler mırdar olmazlar mı? Elbetteki en mırdar ve mundarlar bunlardır ki, dünya halklarının midesini bozup sağlığına zarar veriyorlar. Aslında bu gibi zararlı mırdarları temizlemek gerekir. Hatta zehirlemek gerekir ki bu dünya rahat bir nefes alabilsin ve dünyaya biraz huzur gelebilsin.

Tiksinme, insanı kendisine getirir. Mırdar olmak veya mundar olmak! Ne kötü bir şey! Hele mırdarlığı kendilerine rehber edinenlere ne demeli! Hani her gün katmerleşiyorlar ya bu yoldan! Yoksul halkın kanını haram yerler ya!

O Xınzır ki, Pirim Pir Sultan Abdal’ın köpekleri karşısında bile mırdar olarak lekelenmiştir. Bizim köpekler, hep helâl şeyler yerler, hayvan oldukları halde! İşte bizim şeceremiz budur.  Ama mayaları bozuk olanlar, yoksul halkların nezdinden sürekli lanetlenip mırdar olarak kalıp öyle yaşarlar.

Ama mırdar olan dört ayaklılar değil, iki ayaklı mırdarlar hep haramdan geçinirler. Ölülerin kanı üzerinden yaşamlarını idame etmeyi kendilerine adeta gelenek haline getirmişler. Bebeklerin akan kanları üzerinden insan geçinirler. Nerde ve nasıl bir yol bulup kan dökeyim de günümü gün edeyim, biraz daha cebimi şişireyim derdindendirler.

Mırdarlık işte... yaz yaz bitmez. Biri mırdar olmasın, hep insandan tiksindiricilik yapar.

Hasan DAL

(Edebiyatca - 15 Kasım 2013)

Publicité
Publicité
Commentaires
Publicité