Canalblog
Editer l'article Suivre ce blog Administration + Créer mon blog
Publicité
Littérature
Publicité
Archives
Littérature
Derniers commentaires
Littérature
Catégories
13 août 2012

SOL

Bir zamanlar solu eleştirmek yarasına tuz basmak gibi bir şeydi. Solun asla hatasını yüzüne vurmayacaksın, vurdun mu bir numaralı düşmanı olurdun. Sol siyasî litteratürde akla ne gelirse, revisyonist, oportünist, küçük burjuva kaçkını, grupçu, hain, ajan, provakatör, muhbirci, karşı-devrimci, mücadele kaçkını, kırmacı, burjuva kırıntısı vs... gibi daha aklıma gelmiyen sıfat ve kavramlar...

Günümüzde bu hastalık henüz devam ediyor ne yazık ki! Teoride sürekli dergilerde sayfalarca yazılar yazılıyordu, eleştiri-özeleştiri ve demokratik merkeziyetçilik mekanizmasından dem vurulurdu. Fakat pratikte çogunlukta olan azınlığa karşı despotça davranılıyordu. Sözkonusu bu kavramlar hep havada uçuşuyordu. Özellikle bu acı durum kırsal alanda ağırlıktaydı. Adeta sol kendi gerçek düşmanıyla uğraşmayı bırakmıştı, kendi arasında teorik mücadele savaşını veriyordu. Daha sonra da aralarında silahlar konuşuyordu. Elbetteki bu gibi olumsuzluklar tamamen sola mal edilemez, ama tüm bu olumsuzluklar solun içine sızan devlet destekli ajan ve provakatörlerin işi de olsa gene sorumluluk solun omuzundaydı. O dönemi yaşayanlar kimlerin sol adına neler yaptıkları çok iyi bilinir. Umarım herkes geçmiş tarihinde ders çıkarıp bir daha o yanlışlara düşmez.

 

Hasan DAL

(Edebiyatca- 13 Ağustos 2012)

Publicité
Publicité
Commentaires
Publicité